Büyük Türkçe Sözlük
* önüne geçmek, engellemek, önlemek.
* Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel.
* Engel.
* Engelli.
* İranlıdüşünür Mani'nin III. yüzyılda kurduğu ve iyilik kötülük esasına dayalı dinî doktrin.
* Anlamlı olan, manalı.
* Fabrika yapımıher türlü kumaşve bez gibi dokumalar.
* Manifatura eşyası satan kimse.
* Manifatura eşyasının satıldığı yer.
* Manifaturacı olma durumu.
* Bir gemideki malları göstermek için kaptan tarafından boşaltma işlemlerinin yapılacağı gümrük idaresine verilen liste.
* Bildiri.
* Manicilik.
* Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca.
* Elin ve özellikle el tırnaklarının bakımı.
* Mesleği manikür yapmak olan kimse.
* Manikürcünün yaptığı iş.
* Manikürü yapılmış, manikürü olan.
* Manikürü olmayan.
* Telgraf işaretlerini göndermek için, bir devredeki akımıkesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç.
* Varlıkları yapıcı, açıklayıcı ve yararlı bir biçimde kullanma işi.
* Manipleyi kullanan kimse.
* Maniple.