Büyük Türkçe Sözlük
* hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamıgücendirmek, darılmasına yol açmak.
* hiç kimseye zarar veya sıkıntı vermemek.
* Karanlık.
* Zulmetmek işi veya durumu.
* Eziyet etmek, işkence etmek.
* Şakaklardan sarkan saç lülesi.
* Sevgilinin saçı
* Zülfü olan.
* Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıyım, kıygı, acımasızlık, haksızlık, eziyet, cefa.
* haksızlığa uğramak, kendisine eziyet edilmek.
* Değişebilir odak uzaklıklı objektif, optik kaydırma.
* doğaya bakış açısını genişletmek veya daraltmak amacıyla objektifin odak uzaklığını değiştirmek.
* Topluluk, takım, grup, camia.
* Tür, cins.
* Seçkin kesimlere hitap eden edebiyat.
* Aynı dersi okutan branş öğretmenlerinin ders konularını veya öğrenci sorunlarını ele aldığı kurul.
* Zümrüt renginde, yemyeşil.
* Masallarda geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Anka.
* hayal ürünü olan veya adı olup da kendi var olmayan iyi ve güzel şeyler için kullanılır.
* Doğal alüminyum ve berilyum silikatı, cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı.
* Bu taştan yapılmış olan.
* Zümrüt renginde, yeşil.
* yemyeşil.
* Koyu yeşil.