Büyük Türkçe Sözlük
* Trakeit gözelerinin uçlarında bulunan ve besin suyunun düşey yönde ilerlemesini sağlayan geçiş yolu.
* Üzerinde kubbesi olan fırın.
* Kubbesi olmayan.
* Küp ve kesme biçiminde olan.
* Kübizm akımına uyularak yapılmış olan.
* Küp biçiminde olan.
* Kübizmle ilgili olan.
* Kübizmi uygulayan, kübizm yanlısı (kimse).
* Nesneleri geometrik biçimlerde gösteren bir sanat akımı.
* Ayak yolu deliğinden lâğıma inen boru.
* Boru biçiminde kap.
* Bir çeşit tabanca, dolma tabanca.
* silâh atmak, tabanca sıkmak.
* Tabanca kılıfı.
* Sadak.
* düşman, felâket, sefalet gibi kötü şeylerin veya durumların içine düşmek, onlarla karşılaşmak.
* dizlerinin üstüne oturmak.
* Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm.
* Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan.
* Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının...
* korumak, sığınacak yer vermek.
* Yürüyemeyen, kucakta gezdirilen çocuk.
* Pek çok, pek bol.
* Birbirine sarılmış veya birbirine yüz yüze sokulmuş bir durumda.
* İç içe, yan yana, beraberce.
* bol bol.
* kucaklanabilecek miktarda olan.
* Kucaklamak işi.
* Kollarla sarıp göğüs uzerine bastırma.
* Kucağına almak, kucağında taşımak.
* İçine almak veya çepeçevre sarmak.
* Kucaklanmak işi veya biçimi.