Büyük Türkçe Sözlük
* batma tehlikesi karşısında, gemi başını karaya vurup oturmak.
* sonunu düşünmeyerek hesapsız, batarcasına yaşamak.
* üstünkörü, özen göstermeden.
* Bir işi yapmamak veya savsaklamak için bahane bulma, başından savma veya atma.
* Bir işi yapmamak için bahane bulma işi.
* Daima, her zaman.
* Domates, taze soğan, yeşilbiber, maydanoz, nane ve limon suyu kullanılarak yapılan bir salata türü.
* Asi, isyancı, düzen bozucu.
* Ötücü kuşlar takımının, baştankaragiller familyasından, Kuzey Afrika, Avrupa ve Asya'da yaşayan, çeşitli renklerde olabilen bir kuş türü (Parus...
* Omurgalı hayvanların, ötücü kuşlar takımından yüz kadar kuş türünü içine alan geniş bir familya.
* Osmanlı donanmasında yer alan kadırga cinsinden bir tür savaş gemisi.
* Bkz. baştarda.
* En yüksek düzeyde bulunan teknisyen.
* Başteknisyenin görevi.
* Kıyma ile pişirilmiş sebze.
* Bastırma.
* Bacakları kısa veya çarpık (kimse).
* (çocuk için) Yaramaz.
* gittiği yere uğursuzluk götürür, gittiği yerin bereketini kurutur.
* çok sevinmek.
* şaşkınlıktan nerede olduğunu seçememek, durumunu kontrol edememek.
* Pestil.
* Bir yelken serenine veya herhangi bir ağaca açılan delik.