Büyük Türkçe Sözlük
* Küçültmek işi, tasgir.
* Bir şeyin küçüğünü gösteren söz biçimi.
* Kelimelerin anlamına küçüklük, azlık, sevgi, acıma kavramları katan ekler.
* Büyükken daha küçük duruma getirmek.
* Değerini ve onurunu azaltmak.
* Yaşını gizleyerek küçük göstermek.
* Küçülmek işi veya biçimi.
* Benzerlerinden daha küçük olan, pek küçük.
* İyi ve küçük.
* Küçümsemek işi.
* Değer ve önem vermemek, küçük görmek, küçümsemek.
* Küçümsenmek işi.
* Küçümsemek işi yapılmak.
* Küçümsemek işi veya biçimi.
* Biraz küçük.
* İsa Peygamber'in havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için, Hristiyanların kilisede bir kap içinde ekmek ve şarabı kutsayarak...
* Eskiler, eski insanlar.
* Eskiliği bakımından ileri gelenler, öne çıkanlar.
* Güç, erk, erke, iktidar.
* Yetenek.
* Maddî güç, zenginlik.
* Tanrı yapısı.
* Tanrı'nın ezelî gücü.
* Ilıca.
* Türlü bitkilerden, öz sularının kurutulmasıyla elde edilen macun, hekimlikte iç sürdürücü olarak kullanılır.
* Beyaz çiçekli, 5,9 yaprakçıklı...
* Sarıçiçekli, parçalı yapraklı, tırmanıcı ve bir yıllık otsu bir bitki (Momordica charantia).
* Bu bitkinin 10,15 cm uzunlukta, iğbiçiminde...
* Gücü olan, güçlü.
* Başarılı, üstün.
* Gücü olmayan, argın, takatsiz.