Büyük Türkçe Sözlük
* Bayağı bir durum almak, bayağı bir duruma girmek.
* Bayağılaştırmak işi.
* Bayağılaşmasına sebep olmak.
* Bayağı olma durumu veya bayağıca davranış.
* Hanım yerine kullanılan bir unvan.
* Kadın özel adları yerine kullanılır.
* Eş, karı.
* Taze olmayan.
* Güncelliğini, önemini, özelliğini yitirmiş, çok söylenmiş.
* Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.
* Azerî ve Türkmen halk şiirinde mani türüne verilen ad.
* Klâsik Türk müziğinde uşşak dörtlüsüne buselik beşlisi katılmasıyla yapılmış eski bir makam.
* Araban ve bayatî makamlarından oluşturulan bir birleşik makam.
* Bayatî makamının buselik beşlisi veya dörtlüsü ile sona ermesinden oluşan bir birleşik makam.
* Bayatlamak durumu.
* Bayat duruma gelmek, tazeliğini yitirmek.
* Bayatlatmak işi.
* Tazeyken kullanmayıp bayatlaması için bekletmek.
* Bayat olma durumu.
* Bayatlamaya başlamış.
* Bayatlamaya yüz tutmak.
* Bayılmış, kendinden geçmiş.
* Süzgün.
* Gönül vermiş.
* İnsanı kendinden geçirir gibi olan.
* Yığılmış, dökülmüş.
* kendinden geçmiş bir şekilde, çevreye göz gezdirmek.
* hayranlıkla seyretmek.
* çok yorulmak.