Büyük Türkçe Sözlük
* aşırı derecede bağlanmak, boyun eğmek.
* Odunun yanmasıyla oluşan, külün akla kara arasındaki rengi, gri.
* Bu renkte olan.
* Eklem bacaklıların böcekler sınıfından, larvalarını hayvan ölüsü veya et üzerine bırakan bir tür sinek (Sartophaga carnaria).
* sıkıntıda olanları avutmak ve yüreklendirmek için söylenir.
* Sigara külünün, içine dökülüp biriktirildiği cam veya metal kap.
* Eşit olarak yapılan üleştirme.
* çok küçük parçalara ayrılmak.
* İnsan eliyle yapılmış olan.
* kurnazca yapılan bir oyuna düşmek, aldatılmak.
* Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu.
* Bu renkte olan at.
* bir kimsenin buyruğu altında bulunmak.
* Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzaklık.
* yüzerken kolları, sırayla üstten ileriye doğru atıp suyu arkaya doğru çekmek.
* Bkz. kulakçık.
* Kulaçlamak işi.
* Kaç kulaç olduğunu ölçmek.
* Kulaç atarak yüzmek.
* Kulaçlama işi veya biçimi.
* Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek (Forficula auricularia).
* dikkatini (bir şeye) vermek.
* konuşulan yerde bulunmayan, sevilen biri anıldığında söylenir.