Büyük Türkçe Sözlük
* Oğlancılık.
* Izgarada pişirilen kemiksiz et.
* Külbastı yapmaya elverişli olan (et).
* Eritilerek kalıba dökülmüş maden veya alaşım.
* Yığın durumundaki nesnelerin oluşturduğu küme.
* Külçe durumunda olan.
* yorgun veya bitkin bir durumda çöküvermek.
* Külçeleşmek işi.
* Külçe durumuna gelmek.
* Çok yorulmak.
* Kadın, eş.
* Bkz. paldır küldür.
* Çoğunlukla kare veya silindir biçimindeki yüksek yapı.
* Cihannüma.
* Bal, yağ, yoğurt gibi şeyler koymaya yarar tahta kova.
* Sıkınt ılızorluk, yorgunluk.
* Büyük masraf.
* sıkıntıya, zorluğa önem vermemek.
* Sıkıcı, zor, yorucu, özen isteyen.
* Büyük masraf gerektiren.
* Sıkınt ısız, kolay, özen istemeyen.
* Az masrafla yapılan.
* Külfet altına girmeden, külfete katlanmadan.
* Hamamları ısıtan, hamamın altında bulunan kapalı ve geniş ocak, cehennemlik.
* Enerji üreten makinelerde yanmayı sağlayan ana bölüm, yanma hücresi.
* Külhanbeye benzer biçimde, külhanbey gibi.
* Kendilerine özgü giyiniş ve konuşma biçimleri olan, argo kullanan, başıboş, haylaz delikanlı, kabadayı, serseri, hayta, külhanî, apaş.