Büyük Türkçe Sözlük
* İplik üzerine sırma sarmaya yarar bir dolap.
* Bir tür menteşe.
* Kullaşmak işi veya durumu.
* Kul durumuna gelmek.
* Küllemek işi.
* Bir mantarın yaptığı bağ hastalığı.
* Genellikle ateşin üzerini külle örtmek.
* Küllenmek işi veya biçimi.
* Küllenmek işi.
* Genellikle ateşin üzerinde kül oluşmak.
* Bir acı, bir sıkıntı unutulur gibi olmak.
* Bütüne ve genele ilişkin.
* Tümel.
* Bir yazarın bütün eserlerini içeren dizi.
* Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastahane gibi çeşitli yapıların bütünü.
* Bütünüyle, tamamıyla, tamamen.
* Bütünlük, tümlük.
* Çokluk, bolluk.
* Pek çok, bir hayli.
* İçinde veya üzerinde kül bulunan.
* İçinde kül eritilip süzülerek elde edilen su.
* Kul olma durumu, kölelik.
* Kulun yaptığı iş.
* Kamu düzenini korumakla görevli daire, karakol.
* Kül ve süprüntü atılan yer, çöplük.
* Sigara tablası.
* Kazan ve sobada küllerin döküldüğü yer.
* Külhanbeylerinin kullandığı dil, argo.
* kul olmak.