Büyük Türkçe Sözlük
* Değer, fiyat, kıymet.
* Bir şeyin yerini tutabilen karşılık.
* Eşit, denk.
* Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin...
* kendi yerine askerlik yapması için birini para ile tutmak.
* askerlik yapmamak veya kısa süre yapmak için devlete para ödemek.
* Bedel verdiği için kısa süre hizmet gören asker.
* Bedeli olan, bedel ödenilen.
* Bedelci.
* Askerlik çağına gelmiş gençlerin belirlenen miktardaki parayı ödeyerek yaptıkları kısa süreli vatanî görev.
* Bedeli olmayan, bedel ödenilmeyen.
* Çok değerli, bedeli belirlenemeyen.
* Yurt dışındaki işçilerin veya geçici görevle yurt dışına giden kamu görevlilerinin dönüşlerinde kendi mesleklerinin icrası veya kişisel kullanım...
* Canlı varlıkların maddî bölümü, vücut.
* Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde.
* Kale duvarı.
* İnsan vücudu üzerine uygulanan ceza.
* Vücudu güçlendirmek ve sağlığı korumak amacıyla araçlı veya araçsız hareketler yapma.
* Spor işlerinden sorumlu makam.
* Bkz. beden eğitimi.
* Beden bakımından.
* Beden eğitimi öğretmeni.
* Bedeniyle, vücuduyla, fiilen.
* Bedenle ilgili, bedensel.
* Bedeni olan.
* Bedenle ilgili, bedenî.
* İçinde değerli eşya alınıp satılan kapalı çarşı.
* Çölde, çadırda yaşayan göçebe.
* Böyle bir hayat sürdüren kimse.
* (büyük b ile) Bedevilik tarikatından olan derviş.