Büyük Türkçe Sözlük
* Gelin alayının kız evinden ayrılıp oğlan evine gidinceye kadar, yol boyunca, davul ve zurnanın çaldığı özel ezgi.
* Denizin hafif dalgalı...
* Gök kuşağı.
* Tarla kuşugillerden bir kuş (Otocoris pencillatus).
* (kız) evlenmek.
* Güveyfeneri.
* Gelinlerin başlarına takılan, parlak, uzun, ince gümüş tel.
* gelinin yüzünü değişik süs gereçleriyle bezemek.
* Bir ahlat türü.
* Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki (Papaver rhoeas).
* Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli...
* Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, içine gelincik, haşhaş, kırlangıç otu gibi bitkileri alan familya.
* Kuşkirazı.
* kesin sonuç alınmadan hiçbir işe oldu bitti gözüyle bakılmaz.
* Gelin olma durumu.
* Gelin giysisi.
* Gelin giysisi yapmaya uygun (kumaş).
* Gelin olma çağına gelmiş (kız).
* Gelin için hazırlanmış.
* Genç kızların evlenme dönemi.
* (gelin) kocasının yakınları yanında bir süre başını örtmek.
* Gelinlik diken veya satan kimse.
* Gelinmek işi.
* Gelmek işi yapılmak.
* Uzun taneli bir üzüm türü.
* vakti gelmek, kaçınılmaz olmak.