Büyük Türkçe Sözlük
* Bir tür erkek deve.
* Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılmasından elde edilen, kırık, çatlak çanak çömlekleri, künkleri...
* bir yere bütün heybetiyle, ağırlığı yla oturmak (veya çökmek, dikilmek).
* Belli bir yerle, bölgeyle ilgili, yerel, mahallî, mevziî.
* Sınırlı bir yerle ilgili olan, yerel, mevziî.
* Bir dernek veya kuruluşun üyelerinin...
* Kuruluş yeri seçimi.
* Kazanç amacıyla açılmış, para karşılığında yemek yenilen yer, restoran.
* Lokanta işleten kimse.
* Lokanta işletme işi.
* Lokantası olan.
* İsim hâllerinden bulunma durumu, -de hâli.
* İşverenin işçileri topluca işten uzaklaştırma veya işten çıkarma kararı.
* Löklemek işi.
* Lökle yapıştırmak.
* Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum.
* Mayalı hamuru yuvarlak lokmalar durumunda kızgın yağa döküp kızarttıktan sonra...
* Altı veya sekiz köşeli, vidaları sökmeye yarayan alet.
* Lokmaların takıldığı parça.
* her işin emekle yapılır.
* lokma tatlısı yapmak.
* konuk için yemek hazırlamak.
* (dervişler arasında) yemek yemek.
* yemek.
* Dışarı fırlamış göz, patlak göz.
* Fırlak, patlak gözlü.