Büyük Türkçe Sözlük
* Şakırdayan birşeyin çıkardığı ses, şakır şakır ses çıkarma.
* Şakırtısı olan.
* Şakırtısı olmayan.
* Murana.
* Merih, Mars.
* Düşen, düşmüş.
* Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş.
* Düşük.
* Susmuş, sessiz.
* söz söylemesi gerekirken susmak.
* hükmü kalmamak.
* Şakımak işi veya biçimi.
* Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoşkokulu, beyaz renkli reçine.
* Vücudu beyaz olup başta...
* Antep fıstığıgillerden, kışın yaprak dökmeyen, meyvesi üzümsü ve yağlı, bodur bir ağaç (Pistacia lentiscus).
* Bkz. dişbademi.
* Uzun ve ince, çok lezzetli turfanda bakla çeşidi.
* Sakız çıkarılan bir tür diken.
* Yaprakları sivri, kenarları düzgün, lezzetli bir enginar türü.
* çok temiz, çok beyaz.
* ayrılmak bilmez, yapışkan.
* Sebze olarak kullanılan kabak (Cucurbita pepo).
* Bir tür kabuklu beyaz leblebi.
* İçinde sakız bulunan rakı, mastika.
* İçine sakız karıştırılarak hazırlanan bir tür tatlı.