Büyük Türkçe Sözlük
* Şehir içinde ana yol.
* herhangi bir sebeple bir yoldan geçişi engellemek, kapamak.
* (korkulu bir durumda) başını alıp gitmek, uzaklaşmak.
* Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak.
* Huysuz, çirkin, ihtiyar kadın.
* Çok güzel göz.
* saçı başı dağınık, tırnakları uzun ve pis kadınlar için kullanılır.
* çok becerikli.
* dedikodunun, fesadın çok olduğu yer.
* Emeçleri özellikle dal uçlarındaki kabuk altında sıkı bir ağ örerek çekirdekli yemiş ağaçlarının çiçeklenmesine, dolayısıyla meyve verimine...
* Cadılaşmak işi.
* (kadın) Çirkinleşip huysuzlaşmak.
* Bitki bakımsızlıktan yabanileşmek.
* Cadıya yakışır davranış, huysuzluk.
* huysuzluk etmek, cadıyı davranmak.
* Keçe, deri, kıl dokuma veya sık dokunmuş kalın bezden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ.
* Gölgelik olarak...
* Çadırın direk başlığı.
* Pamuk veya ketenden dokunmuş kalın, sık bir tür bez.
* Çadır direğinin ucunda, çadır bezini tutmaya yarayan oyuk ağaç.
* Orta noktadan başlayarak dört tarafa bakan yüzeyi bulunan ve kare piramit biçimindeki çatı.
* Nilüfergillerden, Çin ve Amerika ırmaklarında yetişen, büyük yapraklı, pembe ve beyaz çiçekli bir bitki (Euryaleferox).
* Göçebe boy ve aşiretlerden oluşan devlet.
* Çadırın düzgün ve gergin kurularak çökmemesini sağlayan orta direk.
* çadırı içinde oturulabilecek bir duruma getirmek.
* Oyunlarını ve diğer gösterilerini çok büyük bir çadır içinde halka sunan gezici tiyatro veya gösteri grubu.