Büyük Türkçe Sözlük
* Bal kabağının tohumu.
* Genellikle vakit geçirmek için yenilen kuru yemiş çeşidi.
* Süs eşyası.
* Utangaçlıktan çabucak sıyrılarak aşırı ölçüde serbestlik göstermek.
* Ham çıkmak.
* Tüysüz, çıplak, her tarafı açık.
* Saçları dökülmüş, dazlak.
* Saçları ustura ile kazınmış.
* Aptal, budala.
* Gövdesi uzunlamasına ikiye bölünen su kabağının üzerine ince bir deri gerilerek yapılan, üç telli, yayla çalınan bir halk çalgısı.
* Beğenilmeyen, bıkkınlık veren durum.
* Bıktırmak, usanç vermek, tatsız gelmeye başlamak.
* Bıkkınlık veya sıkıntı oluşturmak.
* Soyulmuş, çekirdekleri çıkarılmış ve parmak kalınlığında bal kabağının ağır ateşte uzun süre pişirilmesi ve üzerine ceviz serpilmesiyle...
* Kabak yetiştiren veya satan kimse.
* İki çeneklilerden, kabak, kavun, karpuz, hıyar gibi cinsleri içine alan, geniş yapraklı, sürüngen ve sarılgan bir bitki familyası.
* Kabaklamak işi.
* Ağaçların gençleşmesi için dallarını budamak.
* Kabaklaşmak işi.
* Saçları dökülmek, dazlaklaşmak.
* (taşıt lastikleri için) Tırtılları aşınıp yüzeyi düz bir duruma gelmek.
* (karpuz, kavun için) Hamlık.
* (baş için) Tüysüzlük, dazlaklık.
* Bilgisizlik, görgüsüzlük.
* Tükürük bezlerinin, özellikle kulak altı bezlerinin iltihaplanmasıyla beliren bulaşıcı, salgın ve ateşli bir hastalık.
* Bu hastalığa yakalanmak.
* Loğusa otu, zeravent.