Büyük Türkçe Sözlük
* Bir yeri bayındır duruma getirmek için yapılan işlerin tamamı, bayındırlık işleri.
* Yararsız, boşa giden, boş, işe yaramayan.
* Boşuna, boşyere.
* Fazladan kılınan (namaz veya tutulan oruç).
* Fazladan kılınan namaz.
* Boşyere, boşu boşuna.
* Delip geçen.
* İçe işleyen.
* Sözü geçen, etkili olan.
* Petrolden 100-250°C arasında damıtılan ürün.
* Maden kömürü katranının kuru kuruya damıtılmasından elde edilen, özel kokulu, beyaz, 1,158 yoğunluğunda, 80° C de eriyen, 218° C de kaynayan...
* Naftalinlemek işi.
* Güveden korumak için yünlüler üzerine veya arasına naftalin serpmek veya atmak.
* Naftalinlemek işi.
* Naftalin serpilmek, naftalin dökülmek.
* Ansızın, birdenbire, ani olarak.
* Güzel, uyumlu ses, ezgi.
* Ezgi bölümü, nota.
* Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz.
* bildiği bir şeyi bilmez görünmek.
* bahane ileri sürmek.
* Nağmesi olan.
* Nağmesi olmayan.
* Haksız, gereksiz.
* Boşuna, boşyere.
* Haksız, gereksiz olarak, boşyere, boşuna.
* Zayıf, cılız, çelimsiz.
* Bkz. zayıf nahif.
* Sığır sürüsü.