Büyük Türkçe Sözlük
* biri için yorulmak veya masrafa girmek.
* çaba harcamak, gayret göstermek.
* yapılan bir işten sıkıntı, yorgunluk duymak.
* "rica ederim" yerine kullanılan bir nezaket sözü.
* sıkıntı vermek.
* birine yorgunluk vermek veya masraf ettirmek.
* verilen emeği karşılamak.
* Zahmetle yapılan, yorucu, sıkıntılı, eziyetli, güç.
* Sıkıntı veren.
* Sıkıntı çekilmeden, güçlükle karşılaşmadan yapılan, eziyetsiz, kolay, emeksiz.
* sıkıntı, güçlük çekmeden iyi ve güzel işler başarılamaz.
* Zahmetsiz bir biçimde, zahmet olmaksızın.
* Bir çeşit kekik (Thymus Longicaulis).
* Yok olan, ortadan kalkan, sürekli olmayan.
* yok olmak, ortadan kalkmak.
* Zaire halkından olan kimse.
* Çoğaltan, artıran.
* Gereksiz.
* Artı(+).
* Zakkumgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, çiçekleri beyaz veya pembe renkli, kışın yapraklarını dökmeyen zehirli bir ağaççık, ağıağacı...
* İki çeneklilerden, zakkum, Cezayir menekşesi gibi türleri içine alan familya.
* Zakkumlaşmak işi veya durumu.
* Acılaşmak.
* Zakkumu olan, zakkuma bulaşmış.
* Acıveya üzüntü veren.