Büyük Türkçe Sözlük
* yüzünden kan çekilmek, yüzü sararmak.
* yüzünün rengi solmak.
* yüzü sararmak.
* Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı.
* Benzen.
* Araçların benzin, yağ gibi ihtiyaçlarını karşılayan, yolculara dinlenme ve alışveriş imkânı veren tesis, benzinlik.
* Benzinlikte araç depolarına benzin koyma ve verilen benzin tutarını gösterme aracı.
* Benzin satılan yer veya benzin satan kimse.
* Benzincinin işi veya mesleği.
* kansızlık sebebiyle yüzü sararmak.
* sağlıklı duruma gelmek, canlanmak.
* Benzinlemek işi veya durumu.
* Benzin dökerek yakmak.
* Bir nesneyi benzine bulamak.
* Benzinle çalışan (motor, makine vb.).
* Benzin satılan yer, benzin istasyonu.
* Benzin ve tolüen karışımı bir akaryakıt.
* Aklanma.
* aklanmak, temize çıkmak.
* Borcu, vereceği olmama durumu, borçsuzluk.
* tersi ispatlanmadıkça insanların suçsuz sayılmaları ilkesini anlatır.
* Birlikte, bir arada.
* Aynı düzeyde.
* -e rağmen, -e karşın.