Büyük Türkçe Sözlük
* Birlikte, beraber olarak.
* (oyun, yarışma) takımların aynı sayıyı almasıyla sonuçlanmak.
* (oyun, yarışma için) takımlar aynı sayıyı almak veya denk gelmek, başa baş kalmak, başa baş gelmek.
* yanında.
* Birlikte olma durumu.
* Baş başa kalma durumu.
* Orkestra, koro veya oda müziğinde olduğu gibi birçok sesin oluşturduğu müzik.
* Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent.
* Osmanlı İmparatorluğunda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san...
* Hz. Muhammed'e peygamberliğin Cebrail aracılığıyla bildirildiği şaban ayının 15. gecesine rastlayan kandil gecesi.
* Bkz. Berat Gecesi.
* Kötü.
* Bozuk.
* Çirkin, beğenilmeyen.
* Darmadağın, bakımsız, perişan, viran.
* kötü duruma getirmek.
* bozmak.
* kötü duruma gelmek, kirlenmek.
* bozulmak.
* Saç ve sakalın kesilmesi, taranması ve yapılması işiyle uğraşan veya bunu meslek edinen kimse.
* Bu işin yapıldığı dükkân.
* Hanigillerden, kuyruğunun çatalı çok uzun olan, Akdeniz'de yaşayan, eti yenilen bir balık (Serranus anthias).
* Berber dükkânlarında lâvaboya su akmasını sağlayan deve boynu biçimindeki musluk takımı.
* Berber ustasının yanında yetiştirilmek üzere çalışan çocuk.
* Berber.
* Berberler için yapılan hareketli, oynar başlıklı özel koltuk.
* Büyük berber dükkânı.
* Kuzey Afrika'daki Cezayir bölgesinde Berberistan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.