Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. beşibirlik.
* Sığır, davar gibi hayvanları besleyerek semirten, satan kimse.
* Besicinin yaptığı iş.
* çocukluğundan veya çok eskiden tanımak, büyümesine hizmet etmek.
* Besi yapılan yer.
* Süt çocuklarını yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir çeşit küçük karyola.
* Bir şeyin doğup...
* Daha beşikte iken anası babası tarafından nişanlanmış kimse.
* Daha beşikte iken anası babası tarafından nişanlanma.
* Bayram yerinde kurulan bir tür salıncak.
* Beşik yapan veya satan kimse.
* Beşik olmaya uygun.
* beşik vazifesini, fonksiyonunu yapmak.
* İki yana akıntısı olan çatı.
* bütün hayatı boyunca, ölünceye kadar.
* Semiz, semirtilmiş.
* Yenilebilir, beslenmeye elverişli her tür madde, azık, gıda.
* Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey.
* Beş sayısının sıra sıfatı, sırada dördüncüden sonra gelen.
* Bir ülkede gizli olarak, düşman için çalışan örgüt.
* Besini olan, gıdalı.
* Besini olmayan, yeterli besin almayan, gıdasız.