Büyük Türkçe Sözlük
* Gemi yapılan yer, tersane.
* bir kimsenin üzerindeki baskıyı arttırmak.
* iş, düzelemeyecek kadar bozulmak.
* güç bir duruma düşünce ne yapıp yapıp kurtulanlara övgü olarak söylenir.
* (bir işi) hiçbir engel tanımadan sürdürmek.
* Gemlemek işi.
* (hayvanın) Ağzına gem takmak.
* Aşırı istek ve davranışlara engel olmak, frenlemek.
* Gemlenmek işi.
* Gemlemek işi yapılmak veya gemlemek işine konu olmak.
* Geniş.
* Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde "kenarlı" anlamıyla kullanılmıştır.
* Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış (tarla).
* İçinde...
* Yaşı ilerlememiş olan ihtiyar karşıtı.
* (bitki, hayvan için) Gelişmesini tamamlamamış olan.
* Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç.
* Zihin...
* Yaşına göre çok serpilip büyümüş.
* Çok genç.
* Gencelmek durumu.
* Gençleşmek.
* Gençleşmek işi.
* (bir kuruluş) Genç üyelerle yenileşmek.
* Genç görünmek.
* Yeniden gençlik ve canlılık kazanmak.
* Gençleştirilmek işi.
* Gençleştirmek işi yapılmak.
* Gençleştirmek işi.