Büyük Türkçe Sözlük
* Besinsiz olma durumu, gıdasızlık.
* hayvanı semirtmek için çalıştırmadan beslemek.
* Beşi bir arada doğan (kardeşler).
* Beş tanesi bir arada olan.
* nankörlük edenler için söylenir.
* Besleme, hizmetçi, ahretlik.
* Beslemek işi.
* Evlâtlık olarak alınan, ev işlerinde çalıştırılan kız.
* Herhangi bir kuruluşu, onun maddî yardımları dolayısıyla körü körüne...
* Beşlemek işi.
* Tahmis.
* Çıkar uğruna, herhangi bir kuruluşun veya iktidardaki güçlerin görüşlerini savunan basın.
* giydiğini kendine yakıştıramayan (kız).
* Besleme.
* Yiyecek ve içeceğini sağlamak.
* Yedirmek.
* Semirtmek.
* Eklenmek, katılmak, çoğaltmak.
* Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak...
* Bir işi beş kez yapmak.
* Bir şeyin sayısını beşe çıkarmak.
* Besleme.
* Besleme olarak.
* Sönümsüz.
* Hizmetçi, evlâtlık, besleme.
* Beslenilmek işi veya durumu.
* Beslenmek işine konu olmak.
* Beslenmek işi.
* Vücut için gerekli besin maddelerinin alımı.
* Bazı organ ve dokularda veya organizmanın bütününde şekil veya çalışma düzensizliği meydana getiren, bir veya birkaç beslenme görevinin bozulması.