Büyük Türkçe Sözlük
* Yeniden gençliğine ve dinçliğine kavuşturmak.
* (bir kuruluşu) Genç üyelerle canlandırmak.
* Genç göstermek.
* Genç olma durumu, ihtiyarlık karşıtı.
* İnsan hayatının ergenlikle orta yaşarasındaki dönemi.
* Genç insanların bütünü.
* Genç bir kimsenin tutumu.
* Genç sayılan (kimse).
* Yeniden, bir daha, yine, tekrar.
* Öyle de olsa öyle olmasına karşılık.
* Öylesi de.
* öyle olduğu hâlde, rağmen.
* Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umum.
* Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele...
* Kamu yararına uygunluğu anlaşıldığında belli bir veya birkaç suç çeşidi için yapılan kovuşturmaların durdurulması, verilmiş cezaların...
* Bir kurum veya kuruluşun idaresinden bütünüyle sorumlu olan kimse.
* Genel başkanın işi veya mesleği.
* Yıllık gelir ve gider kalemlerinin hepsini kapsayan bütçe.
* Yeryüzünün her türlü coğrafya olaylarını ayrı ayrı olarak araştıran doğuşunu, işleyişini, yayılışını inceleyen coğrafya bilimi.
* Dilin yapısını, gelişme ve değişmesini karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim dalı.
* Genel kadınların erkek kabul ettikleri ev, kerhane, umumhane.
* Bir işin üzerinde görülmeyen ama yapımı için gerekli olan yardımcı giderler toplamı.
* Bir yerin, bir olayın dıştan görünümü.
* Dıştan görünüşlü.
* Görüşü geniş olan.
* Genel görüşe sahip olma, görüşü geniş olma.
* Toplumla veya devletin faaliyetleriyle ilgili konuların Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda görüşülmesi.
* Grevin bütün işçi kesimince uygulanması.