Büyük Türkçe Sözlük
* Az bir güç ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk, manivelâ.
* Kaldırmak işini yapan.
* Bazı organları yukarıya doğru kımıldatan kaslara verilen ad.
* Ağır bir yükü kaldırmak veya çok kısa mesafelerde yerini değiştirmek için kullanılan araç, kriko.
* Kaldırılmak işi veya biçimi.
* Kaldırılmak işi.
* Kaldırmak işi yapılmak.
* Yollarda taşlarla yapılan döşeme.
* Yaya kaldırımı, trotuvar.
* Şehirde yaşayarak görgüsü artmak.
* Kum, çimento veya hazırlanmış yataklar üzerine parke taşı, beton blok, tuğla veya bordür taşı döşeyen kimse, kaldırımcı.
* Adî ve basit, seviyesiz veya gereksiz güç gösterisi.
* Basit, seviyesiz veya ucuz kahramanlık gösterisinde bulunan kimse.
* İşsiz güçsüz sokaklarda dolaşan kimse.
* Sürtük.
* Kaldırım döşemeye elverişli olan sert bir taş türü.
* Kaldırım süpürgesi.
* Önemini, değerini yitirmek.
* Ucuz fiyatla sokakta satışa çıkarılmak.
* Kaldırım döşeyen kimse.
* Dolandırıcı, yankesici.
* Kaldırım döşeme işi.
* Dolandırıcılık, yankesicilik.
* İşsiz güçsüz dolaşmak.
* Kaldırımı olan.