Büyük Türkçe Sözlük
* Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik.
* (bir iş veya durum için) Önemli olma, dikkatli davranmayı gerektirme.
* davranışlarda nazik olmak.
* sıkıntılı, nazik, kritik bir durum almak.
* Nezaket olarak, nazik davranarak.
* İnce, nazik.
* Nezaketli olma durumu.
* Nazik olmayan.
* İnce ve nazik olmama durumu, kabalık.
* Bakma, gözetme.
* Bakanlık.
* Görü.
* Gözaltı, gözetim.
* Denetim, kontrol.
* Nezarethane.
* denetlemek, bakmak.
* göz altına almak.
* Gözaltına alınan kimselerin konulduğu yer.
* Görünüşlü, görüntüye sahip.
* Görünüşü olmayan, manzarasız, görüntüsüz.
* Yanında.
* Kanama.
* Temiz, temiz ahlâklı.
* Adak.
* Bkz. nezretmek.
* Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, dumağı.