Büyük Türkçe Sözlük
* arka arkaya dizilmek, sıralanmak.
* yaltaklanmak.
* İnsanda omurganın alt ucunun bitim yeri.
* Omurganın bitiminde, beşkuyruk omurunun kaynaşmasından oluşan, üçgen biçiminde kemik.
* Koyun kuyruğunun eritilmesinden elde edilen yağ.
* uzun ve peşpeşe bir sıra oluşturmak.
* Kara tavukgillerden, böcek ve meyve ile beslenen küçük ötücü bir kuş (Saxicola).
* Kuyruğu olan.
* Akrep.
* Kanatları siyah benekli sarı renkte bir Avrupa kelebeği (Papillio machaon).
* Yumurtadan yeni çıkmış ve evrim geçirmemiş yavru kurbağa.
* Duvar piyanosu gibi dik olmayan, gövdesi üç ayak üstünde yatık bir durumda bulunan piyano.
* Çok büyük yalan.
* Güneş çevresinde büyük yuvarlak bir elips veya bir parabol çizen, kuyruk denilen ışıklı bir uzantısı olan gök cismi.
* kuyruklu yıldızın önde giden yuvarlak parçası.
* kuyruklu yıldız başının ortasında yıldıza benzeyen parlak nokta.
* kuyruklu yıldız çekirdeğini saran ışıklı gaz yuvarı.
* Omurgalı hayvanlardan, amfibyumlar sınıfının, vücut ve kuyrukları uzun, bacaklarızayıf, birçok semender türlerini içine alan bir alt takımı, urodel.
* Kuyruksallayangillerden, kanatları ve vücudunun üst bölümü kül rengi, alt bölümü değişik sarı olan, uzun kuyruklu, küçük, ötücü kuş, yont kuşu...
* Kuyruksallayan, incir kuşu gibi ötücü kuşları içine alan familya.
* Bir kuş.