Büyük Türkçe Sözlük
* Ustalıklı, hünerli.
* Ustalığı olmayan, hüner gerektirmeyen.
* Hindistan'da yetişen kenevirin çiçeklerinden ve yapraklarından elde edilen uyuşturucu madde.
* Küçük teknelerin ve yatların barınabilmeleri için özel bir mendirekle çevrilen veya bir liman içinde ayrılan deniz alanı, yat limanı.
* Marina işletmeciliği.
* Hastalıklı, hasta olan.
* Marizlemek işi veya durumu.
* Dövmek, dayak atmak.
* Ticarî bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan pay.
* Yazılmış veya basılı bir kâğıdın kenarında bırakılmış boşluk.
* Toplum dışında yer alan.
* Marjı olan.
* Alman para birimi.
* Finlandiya para birimi, markka.
* Resim veya harfle yapılan işaret.
* Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça.
* Marka satan kimse.
* Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun davranışına engel olma.
* Markalamak işi.
* Bir nesneyi tanıtmak veya benzerlerinden ayırmak için işaret koymak.
* Markalanmak işi.
* Markalamak işi yapılmak.
* Markası olan.