Büyük Türkçe Sözlük
* Muhakeme sonunda verilen karar.
* Sofrada kullanılan sahan altlığı.
* Gizli.
* Türk müziğinde bir makam.
* Son.
* (ni'ha:yet) Sonunda.
* -den başka bir şey değil.
* ilişkiyi kesmek, bir işi, alışkanlığı yapmaktan vazgeçmek.
* bitirmek, tamamlamak, sonuçlandırmak.
* Sonunda.
* Nihayetlenmek işi.
* Bitmek, son bulmak, sona ermek.
* Sonsuz, sonu gelmez, bitip tükenmez.
* Nihilizm yanlısı.
* Moral gerçeği ve değerleri reddeden bir öğreti.
* Her türlü gerçek varlığı inkâr eden aşırı bireycilik, yokçuluk.
* Her türlü siyasî düzeni...
* Nijerya halkından olan kimse.
* Bir erkekle bir kadının evlilik birliği kurmasını sağlayacak kanunî işlem.
* Nikâh sırasında erkeğin kadına borçlandığı para.
* birbiriyle evlenmelerine kanunî veya örf bakımından engel bulunmamak.
* bir erkek bir kadını nikâhla almak.
* nikâh memuru kanuna göre çiftlerin karıkoca olduklarını bildirmek.
* Kanunlara uygun olarak nikâh işlemini yapan, nikâh kıyan görevli.
* Nikâh töreninde davetlilere dağıtılmak üzere özel olarak yaptırılan şeker.
* boşandığı kişiyle yeniden evlenmek.