Büyük Türkçe Sözlük
* İki parçadan biri, öbürünün üstünde olmak.
* Kas kirişleri birbiri üstüne binmek.
* Kırık bir kemiğin iki parçası bir biri üstüne gelmek.
* Üstüne binilen hayvan, binek atı.
* Hamur durumundaki ekmeklerin, fırına atılmadan önce, içine konulduğu oyuk gözlü tahta.
* Birçok bin, pek çok.
* Bin liralık kâğıt para.
* Yaklaşık olarak üç litrelik büyük şişe.
* Bin tanesi bir arada olan.
* Binmek işi.
* Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak.
* Bir yere gitmek için tren, vapur, uçak, otomobil gibi bir...
* Sonuç olarak, nihayet.
* Bin yılı içine alan zaman dilimi.
* Belirli zamanda sınırları belirli bir biyotopta bulunan canlı organizmaların toplam kütlesi.
* Hem biyoloji hem de tıpla ilgili olan.
* Biyoloji, fizyoloji ve tıp konularını mekanik kanunlar yöntemiyle irdeleme.
* Kendine özgü bir ışık ile kullanılan çift göz mercekli mikroskop.
* Çekinmez, sakınmaz, korkusuz, gözü pek.
* Çekinmeden, korkmadan.
* Sayıların ilki.
* Bu sayıyı gösteren rakam 1, I.
* Bu sayı kadar olan.
* Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösterir.
* Tek.
* Birleşik.
* Eş...
* yapılan bir iyilik gizli tutulmalı, onunla övünülmemelidir.
* yalnız olarak, yanında kimse bulunmadan.
* başka birinin yardımı olmaksızın.
* hem .... hem.
* tek başına bulunan kimsenin istediği yerde barınıp rahat edebileceğini anlatır.
* Bkz. bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
* hep birlikte, beraberce, hep birden.