Büyük Türkçe Sözlük
* Liyakatli.
* Liyakati olmayan, liyakatsiz.
* Kadar, dek gibi bir işin bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir.
* Sincap.
* Değinme.
* Değinmek işi veya biçimi.
* Değinmek işi, temas.
* Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek.
* Temas.
* Değirmek işi.
* Duyurmak, bildirmek, ulaştırmak.
* Değdirmek, dokundurmak.
* Öğüten araç veya alet.
* İçinde öğütme işi yapılan yer.
* Değirmende, dönerek taneleri ezen yuvarlak taş.
* Değirmen taşı yapmakta ve bazen de yapılarda kullanılan çakmak taşı türünden sert bir taş.
* en ağır şartlarda bütün güçlükleri yener.
* Değirmen yapan veya işleten kimse.
* Değirmen yapma işi.
* Değirmen işletme işi.
* bu işin masrafını karşılayacak para nasıl kazanılıyor?.
* Değirmende öğütülmek için ayrılmış (tahıl).
* Bir değirmen taşını işletecek güçte (akarsu).
* Yuvarlak.
* (kumaş için) Eni boyuna eşit olan.
* Yemeni, yazma, başörtüsü, mendil.
* Değirmi bir biçimde kesilmiş sakal.
* Değirmileme işi.