Büyük Türkçe Sözlük
* Nikâhlamak işi.
* Nikâh etmek.
* Nikâh kıymak.
* Nikâhlanmak işi veya biçimi.
* Nikâhlanmak işi.
* Bir kimseye nikâhla bağlanmak.
* Kanunî olarak nikâh işlemleri yapılmak.
* Nikâhlamak işi veya biçimi.
* Kanunî olarak nikâh işlemi yapılmış olan karı veya koca.
* Nikâhla ilgili olma durumu.
* Nikâhlı olma durumu veya biçimi.
* Aralarında nikâh olmadığı hâlde karıkoca hayatı süren.
* Nikâhsız olarak.
* Nikâhsız olma durumu veya biçimi.
* nikâh evlenenleri sevgi bağıyla bağlar.
* Yüz örtüsü, peçe.
* Nikaragua halkından olan kimse.
* Düşkünlük, talihsizlik, felâket.
* İyimser, optimist.
* İyimserlik, optimizm.
* Atom sayısı 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenir ve kolayca tel durumuna getirilir...
* Nikelâj.
* Metal bir yüzeyi nikelle kaplama
* Nikel kaplanmış metal.