Büyük Türkçe Sözlük
* Şeker karıştırılarak pişirilmiş meyve ezmesi.
* Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç, pekmez toprağı.
* Marnlamak işi veya durumu.
* Kireci az olan toprağın içine marn katarak daha iyi duruma getirmek.
* Fas'ta işlenen yumuşak bir çeşit keçi derisi.
* Üzerine benekler basılarak marokene benzetilen koyun derisi.
* Marokenden yapılmış veya...
* Maroken eşya yapan kimse.
* Maroken deriden çeşitli eşya yapma sanatı.
* Kestane rengi.
* Nargileyi kolayca içmeyi sağlayan ve nargileye takılan hortum biçiminde uzun ve bükülgen boru.
* Marpuç yapan veya satan kimse.
* Merih gezegeni, Sakıt.
* Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlayamadan, bütün pullarını toplayıp oyunu bitirerek iki sayı...
* Askerlikte yürüyüşe geçmek için verilen komut.
* Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası.
* Bir...
* tavla oyununda karşısındakine hiçbir pul toplamaya fırsat vermeden, kendi pullarını toplayıp oyunu kazanmak.
* karşısındakini söz söyleyemeyecek...
* Koşma komutu.
* bu şekilde oyunu kaybetmek.
* söz söyleyemeyecek duruma gelmek.
* Barsama.
* Yük katarı, yük treni.
* Yapılırken iyice yakılmadığı için, yakıldığında duman ve koku vererek başağrısı yapan odun kömürü.
* koyu esmer, kömür gibi, simsiyah.
* Sınır beyi.
* Eşek.