Büyük Türkçe Sözlük
* Tanrı diye tanımak, kulluk etmek.
* Tutku ile sevmek, bağlanmak.
* Niteliği düşük, eski, elde kalmış.
* Aşağı(kimse).
* Tapon mal alıp, satan kimse.
* Çok taze.
* Bozulmadan, değerinden bir şey yitirmeyerek.
* Taptırmak işi veya durumu.
* Tapmasını sağlamak.
* Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge.
* Tapu işlerinin yürütüldüğü kuruluş, tapu dairesi.
* Bir taşınmazın üstündeki hak ve yükümlülüklerin yazıldığı, tapu sicil muhafızınca tutulan resmî kütük.
* Tapu kütüğü tutmakla görevli memur.
* Bkz. Tapu kütüğü.
* Tapu işleriyle uğraşan, tapu memuru.
* Tapulamak işi.
* Taşınmazlar ve bunlarla ilgili ipotek, şufa, irtifak gibi Bazı hakları tapu kütüğüne geçirmek.
* Tapusu olan.
* Emri altında, mülkiyetinde.
* Tapusu olmayan.
* Manyok kökünden çıkarılan nişasta.
* Doğu Anadolu ile Azerbaycan'da çalınan bir çalgı türü.
* Tahta perde.
* Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, tahtaboş, teras.
* Toprak veya başka malzemeyle elde edilen, bir duvarla desteklenen yüksek düzlük...
* Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri.
* Yön, yan, doğrultu.
* Yöre, yer.
* İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki...