Büyük Türkçe Sözlük
* Afyonlanmak işi.
* Afyonlamak işi yapılmak.
* İçinde afyon bulunan.
* Afyon yutmuş.
* Dalgın, uyuşmuş, uyuşuk (kimse).
* aşırı davranışlarda bulunacak kadar öfkelenmek, ne yaptığını bilememek.
* kendi keyfine dalmış olan birini öfkelendirmek.
* Gümüş'ün kısaltması.
* İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü.
* Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü.
*...
* yakalanan balıkları toplamak için ağı sudan çıkarmak.
* Ağın örülmesinde kullanılan iğ biçiminde tahtadan veya plâstikten yapılmış alet.
* Keten, kenevir, naylon gibi maddelerden ağ yapımında kullanılan iplik.
* Balık ağlarını taşıyan kayık.
* Balık ağlarını suda tutmaya yarayan zeytin çekirdeği biçiminde delikli kurşun madde.
* 25 cm genişliğinde ve 50 cm uzunluğunda ağdan yapılmış kırmızı yosunların suya dalınarak avlamada kullanılan, bir ip ve kayıktaki makara yardımı...
* Hamak.
* Ağa.
* Kırlık kesimde geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse.
* Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen san.
* Büyük kardeş...
* ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de, uşak, hâlden anlamaz ve bol harcamayı sürdürür.
* Yeniçeri ağasının dairesi.
* Yeniçeri ağasına bağlı emir çavuşu.
* Dede, ata.
* Sanı"ağa" olan babaya çocuğunun seslenişi.
* Bir yerde, bir topluluk içinde etkili olan, sözü geçen, ileri gelen (kimse).