Büyük Türkçe Sözlük
* Az bulunan kereste.
* Haddini bilmez, terbiyesiz.
* Suçlunun öldürülmek amacıyla çivilendiği haç biçimindeki darağacı.
* Ana direkleri ve gabya çubuklarını yandan tutan halatlar.
* haç biçimindeki darağacına çivilemek.
* Bkz. çarmıh.
* İster istemez.
* Bir çarpmada çarpılan sayı veya cebirsel anlatımlardan her biri.
* Levrekgillerden, yüzgeçleri dikenli ve zehirli, eti sevilen bir balık, trakunya (Trachinus draco).
* bir sayıyı veya cebirsel anlatımı iki veya daha çok çarpanın çarpımı durumuna getirme.
* Kaba sıva, çarpma sıva.
* Birbiriyle çarpılan iki sayı arasına konulan işaret: "a x b" veya "a . b" "a çarpı b" diye okunur.
* Etkili.
* Çarpıcı olma durumu.
* Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş.
* Gerçek niteliğini yitirmiş.
* Aksi, ters, huysuz.
* Çok çarpık, eğri büğrü.
* Biraz çarpık.
* Çarpıklaşmak işi.
* Çarpık duruma gelmek.
* Çarpıklaştırmak işi.
* Çarpık duruma getirmek.
* Çarpık olma durumu, eğrilik.
* Bir çarpma işleminde tekrarlanan sayı.