Büyük Türkçe Sözlük
* Belli sayıda noktanın konumunu kesinlikle tespit edebilmek için, bu noktaları tepe olarak kabul ederek, bir alanı üçgenlere bölme işi.
* Nirengi yoluyla çıkarılan harita.
* Nirengi işleminde ayrılan üçgenlerin tepe noktası.
* Gemicilerin seyir için kullandığı doğal yön noktası.
* Başlangıç.
* Duvar içinde bırakılan oyuk, göz, hücre.
* Klâsik Türk müziğinde rast makamı ve uşşak makamının buselik "si" perdesiyle oluşmuş bir makam.
* Amonyak tuzu.
* Amonyum karbonat.
* Amonyak.
* Kadınla ilgili.
* Kadın hastalıkları ile ilgili.
* Kadınsı.
* Kadın hastalıkları, jinekoloji.
* Hastahanelerde kadın hastalıkları ile ilgili bölüm.
* Kadın hastalıkları uzmanı, jinekolog.
* Nisaiyecinin işi.
* İşaret, iz, belirti, alâmet.
* Nişanlanma sırasında yapılan tören.
* Evlenmek üzere birbirine söz verme, nişanlanma.
* Kurşun, taş vb.ile...
* Yılın 30 gün süren dördüncü ayı.
* (ateşli silâhlara) bir hedefi vurmak için gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek.
* kendisine nişan verilmek.
* ateşli silâhlarla atışy apmak.
* Nisanın birinci gününde yapılan aldatma ve şaka.
* Evlenecek olan çiftin nişanlanınca taktıkları ve düğünden sonra da taşıdıkları halka biçiminde yüzük, nişan yüzüğü.
* ileride tanıyabilmek veya ölçebilmek için bir şeyin durumunu, onun herhangi bir özelliğini akılda tutmak veya iz bırakmak.
* (nişanlanan çift için) nişan yüzüklerini parmaklarına geçirmek.
* göğsüne nişan iliştirmek.