Büyük Türkçe Sözlük
* Germek işini yaptırmak.
* Kendine güvenerek.
* Güvenerek.
* Bir şey yapmak için kullanılması gereken maddeler, malzeme, materyal.
* bir sorunu sonuçlandırmak için tutulacak yolu kararlaştırmak.
* nasıl olması gerekli ise öyle.
* Gereği gibi, gereğine göre, gerektiği gibi, mucibince.
* Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu (şey), lâzım.
* Güçlü ihtimal belirtir.
* Kelimeleri, kelime öbeklerini, görevdeş...
* yapılmasını istemek.
* Gerektirici sebep, esbabımucibe.
* Bir önermenin kendiliğinden var kıldığı gereklik.
* Bir yasanın önerilmesi ve hazırlanmasında, yasa...
* gerektirici sebep ve doküman ileri sürmek.
* Gerekçelendirmek işi veya durumu.
* Gerekçeli duruma getirme.
* Gerekçeye dayanan, gerekçesi olan.
* Gerekçeye dayanmayan, gerekçesi olmayan.
* Belirlenimci, determinist.
* Belirlenimcilik, determinizm.
* Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip.
* yapılması icap etmek.
* icap ettirmek.
* Gerek olma durumu, lüzum, icap, iktiza.