Büyük Türkçe Sözlük
* Bir canlı varlığın belli bir ortama kendini uydurma yatkınlığı.
* Yer adlarında, zarf, bağlaç ve ünlem olarak kullanılan bazı kelimelerde, ilk hecede bulunan vurgu: A'nkara, Ka'yseri, a'nsızın gibi.
* Bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay veya görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı, peşin yargı...
* Ön yargıları olan, ön yargı ile karar veren.
* Esas yaylaktan daha aşağıda bulunan yaylağa çıkarken veya yaylaktan dönerken bir süre otlatılan ve bir miktar ot biçilip kurutulan yaylak.
* Kıdemi iki rütbe artırılmış yüzbaşı.
* O zamirinin yönelme durumu.
* herkes için ileri geri konuşmak.
* onun için fark etmez, tutulacak yolu başkaları düşünsün.
* Onamak işi, uygun bulma, tasvip.
* Bir işi doğru ve uygun bulmak, tasvip etmek.
* Mastürbasyon, istimna.
* Onanmak işi.
* Onamak işine konu olmak.
* On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on, her defasında onu bir arada.
* Her biri on tane, her biri on taneden oluşmuş olan.
* Onarmak işini yapan kimse.
* Hasar görmüş hücreleri canlı duruma getiren madde.
* Onarılmak işi.
* Onarmak işine konu olmak, onarmak işi yapılmak.
* Onarmak işi, tamirat, tamir.
* Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapma, ilk durumuna getirme, restore etme.