Büyük Türkçe Sözlük
* Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek.
* İvedilikle yollamak, hemen...
* Otlak.
* Halat tellerinden saç gibi örülmüş olan ip.
* Özellikle makinelerde birbirine sıkıca değen iki yüzey arasına yerleştirilerek, bu yüzeyler...
* Yıllık.
* Peru para birimi.
* Bir evin en geniş bölümü.
* Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan oda.
* Toplantıların, kutlamaların, gösterilerin yapılabileceği geniş yer...
* Kadınlı erkekli özel toplantılara katılan, bu gibi yerlerde nasıl davranılacağını iyi bilen ve durumuyla dikkati çeken adam.
* Küçük çam şeklinde, dalları üzerinde diken bulunan bir süs bitkisi (Ara ucaria).
* Salonlarısüsleyen gösterişli ve bakımlı ev çiçeği.
* Salak.
* Salozlaşmak işi veya durumu.
* Saloz durumuna düşmek.
* Saloz olma durumu, salaklık.
* Gevşek, işbilmez, tembel.
* Salpa.
* Yalnız, sadece, tek, sırf.
* İçinde yabancı bir öğe bulunmayan, mutlak.
* İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı.
* Gaz boru hattı veya ana dağıtım boru hattında, boru donanımı veya boru donanım elemanlarını (vana, basınç regülâtörü vb.) korumak için yer...
* Oylamada, yarıdan bir fazla üye sayısının oyuyla sağlanan çoğunluk.
* Bir cebirsel sayının, işareti göz önüne alınmaksızın değeri, mutlak değer.
* Bir metreküp hava içinde bulunan su buğusu niceliği, mutlak nem.