Büyük Türkçe Sözlük
* Uzaktan ancak seçilebilen, belli belirsiz bir aklık.
* Süt, yoğurt, peynir, ayran gibi yiyecek ve içecekler.
* Ağartılmak işi.
* Temizlenmek, beyazlatılmak.
* Ağartmak işi.
* Kuyumculukta gümüşü temizleme işi.
* Ak duruma getirmek, beyazlatmak.
* balık avlamak için denize ağsalmak.
* Açıklı koyulu kahverengi ağ görünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol açan asklı mantar.
* Bu mantarın ortaya...
* Arpa bitkisinde görülen mantar hastalığı (Pyrenophora).
* Ağ ile balık tutarak geçinen kimse.
* Palmiyelerde çiçeklerin dibinin çevresindeki telli kın.
* Ağ ile balık tutma.
* Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği.
* vücuttaki fazla tüyleri ağda ile almak, temizlemek.
* Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi.
* Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse.
* Ağdalanmak işi.
* Ağda durumuna gelmek, ağdalaşmaya başlamak.
* Ağda bulaşmak.
* Ağdalaşmak durumu.
* Ağda durumuna gelmek, ağdalanmak.
* (sohbet) Tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak.
* Ağdalaştırmak işi.
* Ağda durumuna getirmek.