Büyük Türkçe Sözlük
* çekil, yürü, git, defol!.
* Ağır sıklet.
* Başın ağrıması, başta oluşan rahatsızlık.
* Sürekli sıkıntı yaratan durum veya kimse.
* sıkıntı vermek, uğraştırmak.
* tedirgin etmek, bıkkınlık vermek, can sıkmak.
* çok uğraştıran bir konu yüzünden vakit ve fırsat bulamamak.
* fırsat bulmak.
* Başı aşağı gelmek üzere.
* kişiliğinden kaybederek toplum içindeki durumu sarsılmak.
* tersine çevirmek.
* tepesi üstü düşmek.
* sürekli zarar görmek veya kötüleşmek.
* işleri ters gitmek, sürekli zarar etmek.
* başına bir örtü örtmek.
* başak vermek.
* birine veya bir şeye bağlanmak, intisap etmek.
* Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, buna rağmen basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen sesi olan sanatçı.
* çocukların "Allaha ısmarladık" anlamında ellerini başlarına götürmelerini sağlamak için söylenir.
* Bağırmak fiili ile kullanılarak bağırışın yüksek sesle olduğunu anlatır.
* Birlikte, beraberce.
* iki veya daha çok kimse bir kenara çekilip konuşmak.
* dayanışmak.
* birinin, bir şeyle veya bir kimseyle yalnız kalmasını sağlamak.
* biriyle veya bir şeyle yalnız kalmak.