Büyük Türkçe Sözlük
* çat diye ses çıkarmak.
* beklenmedik bir zamanda kapıyı çalarak.
* çok yer değiştiren bir şeyin durumunu anlatır.
* Biraz, yarım yamalak.
* Ara sıra.
* Uygunsuz zamanlarda, vakitli vakitsiz.
* İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı.
* Yapışık, ikiz (meyve).
* Kavgacı.
* Yeniçerilerin yarısı sarı, yarısı kırmızı renkteki bayrağı.
* İki veya daha çok kola ayrılan değnek.
* Yol, ağaç gibi, kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri.
* Dallı olan şeylerin her kolu.
* Yemek yerken...
* Bir ırmağın denize kavuştuğu yerde lığların birikmesiyle oluşan üçgen biçimli ova, delta.
* Yeşil mercimek, kuru barbunya, dövme soğan, tereyağı ve baharat kullanılarak hazırlanan bir çorba türü.
* Ateşli bir silâhın namlusuna destek olan, genellikle ters V biçiminde yere kurulan iki ayaklı parça.
* Bahçeyi bellemeye yarayan ucu çatallı ve saplı alet.
* Sofra için gerekli olan çatal, kaşık, bıçak ve diğer servis araçlarının tümü.
* Elektrik ve telefon kablolarını süpürgeliğe, kapı veya pencere pervazı gibi ahşap yüzeylere tutturmakta kullanılan, iki ucu sivri, U biçiminde...
* Paçaları kısa, diz üstünde kalan don.
* net görememek, bir şeyi iki görmek.
* İki veya üç çengeli olan olta iğnesi.
* Büyük balıkları zıpkınlayarak avlamakta kullanılan üç dişli, sivri uçlu araç.
* Sonuçta ne olacağı belirsiz, karışık, karanlık ve şüpheli durum.
* Açıldığı zaman V biçiminde olan iki ayaklı top kundağı.
* Uzun ve ince gövdeli, ılık denizlerde yaşayan bir balık türü (Lepidopus caudatus).