Büyük Türkçe Sözlük
* İçinde ağı bulunan, zehirli.
* Kın kanatlılardan, başka böcekleri yemesi bakımından yararlı bir böcek. (Carabus).
* Ağıllanmak durumu.
* Toplanıp bir arada durmak.
* Çevresinde ağıl denen hale oluşmak, halelenmek.
* Ayağın üstündeki tümsek yer.
* Üstü aşırı tümsek olan (ayak).
* tuzağına düşürmek.
* Ağınmak işi.
* (hayvan) Yere yatıp yuvarlanmak.
* Tartıda çok çeken, hafif karşıtı.
* Davranışları yavaş olan.
* Değeri çok olan, gösterişli.
* Çapı, boyutları büyük.
* Çetin, güç.
* Tehlikeli...
* Acele etmeden.
* Fazlasıyla.
* pek yavaş olarak.
* bir işte yavaş davranmak.
* Ağır vasıta.
* Doğurması yakın (gebe kadın).
* ağırlığı fazla gelmek.
* bir işte gücü ve etkisi üstün gelmek.
* gücü, etkisi veya özelliği daha üstün ve belirgin olmak.
* bir işte gücü ve...
* Çok yavaş iş yapan, çevik olmayan.
* Varlığı sıkıntı veren sevimsiz.
* Tembel.
* Gebe (kadın).
* Hareketlerin yavaş olması, hımbıllık, tembelce davranış biçimi.
* tartıda ağır gelmek.
* Ağır hapis ve beş yıldan yukarı olan hapis cezaları.