Büyük Türkçe Sözlük
* üzerine atlanıp sırtına oturulacak gözleri kapalı kişinin, üzerinde oturanın tek veya çatal biçimde kaldırılmış çift parmağının kaç olduğunu...
* Sakalı ortadan ikiye ayrılmış (kimse).
* İki perdeden çıkar gibi olan ve kulağı tırmalayan ses.
* Çatal kargı.
* Çatallanmak işi.
* Çatal gibi ikiye ayrılmak.
* Çatallaşmak işi.
* İki veya daha çok ihtimal ortaya çıkarak anlaşılması güç bir duruma gelmek.
* Çatallaştırmak işi.
* Çatallaşmasına yol açmak.
* Çatalı olan veya çatal durumunda olan.
* İki veya daha çok ihtimali olan.
* (ses için) Pürüzlü.
* Çatal konulan yer.
* Filika büyüklüğünde, islimle işleyen deniz teknesi, küçük vapur, istimbot.
* Çatana işleten kimse.
* Ayakla çiğnenince veya bir yere sürtülünce çat pat diye patlayan bir eğlence fişeği.
* Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü.
* Birbirine çatılmış çakılmış şeylerin bütünü.
* Yapının tavanı ile damı arasındaki...
* Tavanla çatı örtüsü arasında kalan boş bölüm, tavan arası.
* Fiil kök veya gövdelerinden dönüşlü, edilgen, işteş, ettirgen çatılar yapmaya yarayan ekler: (Sev-in-), (sev-il-), (sev-iş-), (kapa-t-)...
* Çatının, binanın dış duvarlarını aşan, yağışlara karşı duvarın en üst bölümünü koruyan dışa uzanmış kısmı.
* İskele kurup ahşap çatı kaplamasını ve duvarları keçe veya özel kâğıtlar ile kaplayan usta.