Büyük Türkçe Sözlük
* Gerilemek işi.
* Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi.
* Bir dokunun, bir organın bir...
* Geri çekilmek, geriye çekilmek.
* Daha aşağı bir dereceye düşmek.
* (hastalık) Gelişmeksizin yok olmaya yüz tutmak.
* Bir tepki karşısında katı...
* Geriletmek işi.
* Gerilemesine yol açmak.
* Geri giden, gerileyen.
* Kelimelerde sonraki sesin önceki sesi etkilemesi: Eczacı> ezzacı, çarşanba > çarşamba gibi.
* Gerilemek işi veya biçimi.
* Gerilmiş olan.
* Geri olma durumu.
* İdrak etme yeteneğinde veya okul başarılarında yaşına göre geri kalma durumu.
* İki ucundan ters yanlara çekilen bir telin her noktasında, o iki güce karşı koyan güç, tevettür.
* Bir iletkenin uçları arasındaki gizil güç...
* Sıvılardaki yüzey gerilimlerini belirleme işi, tansiyometri.
* Mekanik gerilim niceliğini, birtakım ölçü araçlarından yararlanarak belirleme...
* Gerilimi olan.
* Buhar, ayrışma, yüzey vb. ye ilişkin gerilimleri ölçen alet, tansiyometre.
* Gerilimli olmayan.
* Gerilmek işi veya biçimi.
* Düzensiz çete.
* Özellikle bir örgütten güç alan, baltalama eylemlerine girişen birlik.
* Bu birlikten olan kimse.
* Düşman kuvvetlerinin eylemlerini engellemek, baltalamak veya geciktirmek amacıyla gerillâların yaptığı savaş.
* Gerillâ savaşı yapan birliğe bağlı olan kimse.
* Gerillâcı olma durumu.
* Gerillâ gibi faaliyet göstermek.