Büyük Türkçe Sözlük
* Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek.
* (Zaman, uzaklık veya nicelik için) Belirtilen miktarda bulunmak.
* Konaklamak, konmak.
* Oturmak...
* Kalma durumunda olan.
* Çoğu kez fiilin, bazen de ismin anlamını tümleyen ve kalma durumunda bulunan dolaylı tümleç.
* Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü.
* Tatlı sülümen.
* Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15°C'lik suyunkine eşit olan bir cismin, bir gramının sıcaklığını 10°C yükseltmek için gerekli ısı...
* Merkez ve depo durumunda olan bir kazandan çıkan sıcak hava, su veya buharı, borularla dolaştırmak yoluyla bir yapının her yanını ısıtan araç...
* Kalorifer ısısını ileten boru.
* Kalorifer kazanının bulunduğu bölüm.
* Kalorifer suyunun içinde bulunduğu kazan.
* Kalorifer ısısını oda içinde dağıtan metal bölüm.
* Kalorifer döşeyen veya onaran kimse.
* Kaloriferi yakan kimse.
* Kalorifer döşeme veya onarma işi.
* Kaloriferi yakma görevi.
* Isı ölçer.
* Isı ölçümü.
* Galos.
* Galosuz.
* Yarısaydam durumdaki kâğıt üzerinde fotoğraf negatifleri elde etme yöntemi.
* Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, yürek.
*...
* Büyük üzüntü.