Büyük Türkçe Sözlük
* Burulmak işi.
* Elyafını bükerek kırmaya çalışan kuvvete karşı ağacın gösterdiği direnç.
* Ekseni çevresinde döndürülmek.
* Sancımak, ağrımak.
* Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek.
* Bürünmüş.
* Bürülmüş, dürülmüş, katlanmış olan şey.
* Burulmak fiili ile birlikte "çok fazla burulmak" anlamında kullanılır.
* Koza gibi yumaklanmış şey.
* Ham ipekten dokunmuş giysi kumaşı.
* Ham ipekten dokunan bir tür iç çamaşırı kumaşı.
* Bürümek işi.
* Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istilâ etmek.
* Çok, güçlü etkilemek.
* Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı.
* Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü.
* Karanın, özellikle...
* Burun deliklerinden yukarı doğru açılan, mukozayla kaplı boşluklar.
* beğenmemek, önem vermemek.
* Birbirine çok yakın ve yüz yüze.
* beklenmedik bir anda karşılaşmak, birbirlerine çok yaklaşmak.
* karşısında hissetmek.
* Burnun iki boşluğundan her biri.
* Burun deliğinin yan tarafındaki kabarık bölüm.
* önem vermemek, küçümsemek, beğenmemek.
* Burna çekilen tütün, enfiye.
* Burun boşluğunu ikiye ayıran bölme.