Büyük Türkçe Sözlük
* Yatılan bir yerin baş konulan yönü veya yakını.
* Bir kimsenin bulunduğu yerin çok yakını, yanı başı.
* çok iyi ağırlamak.
* büyük bir saygı ve ilgi ile karşılanır veya ağırlanır.
* bir dileğin yerine getirileceğini içtenlikle belirtmek için "peki" anlamında kullanılan söz.
* (çıban) olgunlaşmak.
* (buğday vb. bitkiler) başak bağlamaya başlamak, başak oluşmak.
* (gemi, kayık) döndürmek, çevirmek.
* kötü duruma düşürmek.
* (kuaför) saç bakım ve tuvaleti yapmak.
* aile içindeki kişilerin anlaşmazlıkları aile içinde kalmalıdır.
* Vida yapımında kullanılacak olan perçinlerin başlarına tornavida yerleri açmak işi.
* Yatakta başın altına konulan yastık.
* birinin ölümüne veya yok olmasına sebep olmak.
* birinin güç duruma düşmesine yol açmak.
* birinden üstün olmadan.
* Eşit durumda, dengeli olarak.
* eşit olmak, denk olmak.
* bir yabancı paranın veya değerli kâğıdın piyasa değeri ile üstünde yazılı değerin aynı olması durumu.
* güçlükler çıkaran biriyle olan işini, kendi istediği yolda sonuçlandırabilmek.
* bir şeye gücü yetmek.
* en üstün yeri almak.
* çaresiz durumlara düşüldüğünde insanın kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara katlanmasının olağan ve doğru bulunduğunu anlatır.
* (kötü bir duruma) uğramak.
* yağlı güreşte, en usta pehlivanlar başpehlivanlık için yarışmak.
* en üstün sonucu elde etmek için mücadele vermek.
* değiş tokuş yaparken üste bazı şeyler vermek.