Büyük Türkçe Sözlük
* Çadır yapma veya satma işi.
* Çadırı olan.
* Çadıra yerleşmiş olan.
* Çadırlarda barındırılan askerî güç.
* Gösteriş, şatafat.
* Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret.
* Gösterişli, fazla şık, şatafatlı.
* Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli.
* Şiiliğin bir kolu ve bu koldan olan kimse.
* Parmaklık, korkuluk.
* Büyük bez veya deri torba, cav.
* Lavabo, banyo.
* Hamam, duş, banyo vb. yerlerde atık suyun akmasını sağlayan zemindeki...
* Zaman parçası, vakit.
* Hayatın çocukluk, gençlik gibi türlü dönemlerinden her biri, yaş.
* Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası...
* herhangi bir bakımdan öncekilerden farklı olan yeni bir evrensel gidişe yol açmak.
* Çocuk, bebek.
* Bkz. çalgı çağanak.
* Kabukluların ön ayaklılar alt takımından, eti için avlanan, pavuryaya benzer küçük su hayvanı (Carcinus).
* eğri büğrü (kimse).
* Adını Cengiz`in ikinci oğlu Çağatay`dan alan, Doğu Türkçesinin XV. yüzyılda oluşan yazı dili.
* (insan için) Çağın yeniliklerini benimseyen, ona göre davranan, asrî, modern.
* Tekniğin, bilimin yeniliklerinden yararlanan, modern.
* Çağcıllaşmak işi, asrîleşme, modernleşme.
* Çağın yeniliklerine uygun duruma gelmek, asrîleşmek, modernleşmek.
* Çağcıllaştırmak işi, modernleştirmek.
* Çağın gereklerine uydurmak, asrîleştirmek, modernleştirmek.
* Çağcıl olma durumu, asrîlik, modernlik.