Büyük Türkçe Sözlük
* Yavaş yavaş (yükselme veya inme).
* Derece derece.
* bir durumu daha yükseğine erişmek için araç olarak kullanmak.
* Basamağı olan, basamak basamak olan.
* Göz.
* İleriyi görme, algılama yetisi.
* Merdivenin ayakla basılan yüzeyi.
* Başarmak işi veya başarılan iş, muvaffakıyet.
* Görme ile ilgili.
* başarmak.
* Başarı gösteren, muvaffakiyetli.
* Başarılmış, üstesinden gelinmiş.
* Başarılı bir biçimde, başarı göstererek.
* Başarılmak işi.
* Başarı ile sona ermek.
* Elde edilen bir başarı.
* Bir sporcunun yapabileceği en iyi derece, takat sınırı, performans.
* Başarı göstermeyen, muvaffakiyetsiz.
* Başarılamayan, muvaffakiyetsiz.
* Başarı göstermeyerek.
* başarı sağlayamamak, başarı gösterememek.
* başarısız olmak.
* Başarısız olma durumu, muvaffakiyetsizlik.
* Başarmak işi.
* Bir işi istenilen biçimde bitirmek, muvaffak olmak.
* Bir cismin bir yanını kaldıraçla yükseltme işi.
* Dalyanın kapak yeri.
* En üst derecedeki asistan.
* Başasistan olma durumu.
* Başasistanın görevi.